Dairenin değerini belirleyen en önemli faktör komşudur.
İyi komşu: Dairenizin değerini ikiye katlar.
Kötü komşu: Dairenizin değerini yarıya indirir.
1- Maganda bir komşunuz varsa, dairenizin değerini yarıya indirir.
2- Kaliteli, kariyerli ünlü bir komşunuz varsa, dairenizin değerini ikiye katlar.
3- Bir evin değerini artıran diğer şeyler: Otobüsü, treni, minibüsü; çarşıları, okulları; bulvarları, sokakları; çevre düzenlemeleri, çocuk parkları, bahçeleri, otoparkları; tiyatroları, sinemaları; yeşil alanları, denizi, gölü, göleti, nehir ve çaylarıyla. Kısacası doğal güzellikleri ile güler yüzlü, mutlu ve kompleksten arınmış, kozmopolit komşularıyla yaşamsal imkanları ve huzuru evrensel bir konsept içerisinde sunan bir yerleşim yerinde ise apartman dairesi her zaman değerlidir ve değerli olmaya da devam edecektir.
Dairenin değerini düşüren diğer şeyler:
1-Maganda, görgüsüz ve hanzo bir komşunuz varsa,
2-Bina otoparkı yoksa,
3-Bina çocuk parkı yoksa,
4-Bina bahçesi yoksa,
5-Bina sosyal bir tesisten yoksunsa,
6-Bina sokağı dar ve çıkmaz sokakta ise,
7-Bina kaldırımı dar ve kaldırıma taşmış ise,
8-Bina sokağında otopark ve çocuk parkı yoksa,
9-Bina toplu ulaşım noktalarına yakın değilse ,
10-Bina okullara ve kültürel merkezlere yakın değilse,
11-Bina çevresi imar dışı yapılaşma ile ilkel bir görünüm arz ediyorsa,
12-Bina imar mevzuatına uygun yapılmış; ancak sonradan gelir amaçlı bina altına kaçak işyerleri sokuşturulmuşsa,
13-Bina betonarme değilse ve sıvasız, boyasız, çatısız ise,
14-Bina dış görünümü ısı yalıtımlı, bakımlı ve estetik değilse,
15-Bina dış görünümünde balkonlar kapatılmışsa ki; balkonlar kapatılmak için yapılmaz,
16-Bina dış görünümünde gelişi güzel konmuş antenler, kablolar ve atık su boruları görünüyorsa,
17-Bina dış görünümünü bozan en çirkin şeylerden biri olan, balkonlarda çamaşır, halı, yorgan, yatak, çarşaf asılıysa,
18-Bina ortak alanı olan merdiven sahanlığına, yani dairenin dış kapısına ayakkabı bırakılıyorsa,
19-Bina ortak kullanım alanları bakımsız, özensiz ve pis ise; dairenin içine masraf yapmakla değeri artmaz,
20-Bina toprak tapulu ise boş yere kendinizi yormayın; hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur,
21-Bina komşuları güler yüzlü değilse; karşılaştıklarında içten bir tebessümle selamlaşıp hal hatır sormuyorlarsa,
22-Bina komşuları binalarının sorunlarını değil; dedikoduyu daha çok önemsiyorlarsa,
23-Bina girişinde gazete ve dergi kutuları yoksa; binaya gazete, kitap ve dergi girmiyorsa,
24-Bina kozmopolit değilse; yani farklı inançtan, ırktan ve siyasi görüşten komşuları yoksa,
Bu binada istikbal yoktur; uzak durulmalı zira evrensel ölçütlerden uzak ve komün bir ortamdır tavsiye etmem !
Daire ekspertizi nasıl yapılır ?
Bu konuya girmek istemiyorum; çünkü tamamen trajikomik bir durum söz konusudur. Yıllarını bu işe hasretmiş insanlara emlak değerlendirme uzmanlığı işini vermiyorlar. Neymiş efendim emlak değerleme uzmanı üniversite mezunu olmalıymış. İyi de ilk okuldan üniversite son sınıfa kadar emlak dersi mi okutuluyor ki üniversite mezunu şartı getiriliyor. Okuma yazması olan ve matematikte 4 işlemi yapabilen her emlakçı, bir eğitime ve sınava tabi tutulmak suretiyle ve sınavı kazananlara emlak değerlendirme işi verilmelidir. Çünkü onlarda senelerin deneyimi, senelerin birikimi var, mesleki melekeleri gelişmiştir. Dolayısıyla onlar mesleğinde birer deryadırlar, birer doktordurlar, birer uzmandırlar; çaylak değil.
Hiç bir deneyimi olmayan, üniversite mezunu 2-3 ay bir kurstan sonra imtihana girip, emlak değerlendirme uzmanı olup çıkıyor. Sözde bir değerleme firmasında da staj yapıyor. Geçsinler bunları, gelen elemanın verdiği bilgiler doğrultusunda rapor tanzim ediliyor, biz görüyoruz. Hatta hiçbir eğitimi olmayan vasıfsız elemanlar bile gelip bilgi derleyip gidiyor ve bu bilgiler ışığında raporlar verildiğini de biliyoruz. Ve bir dairenin ekspertiz işi için geldiklerinde, dünyadan bi haber olduklarından, dairenin değerini önce emlakçıya, bakkala, manava, kasaba, kapıcıya , yöneticiye hatta yoldan geçen kimi bulursa ona: "abi buralarda daireler kaça gidiyor?" diye soruyor. Sonra gidip o meşhur değerlendirme formunu dolduruyor ve 125.000 TL değerindeki bir daireye 80.000 TL değer biçiyor. Ardından da hazırlamış olduğu raporunu bankaya veriyor. Bankada verilen düşük ekspertiz oranında kredi tahsisi ediyor. Ancak verilen kredi müşterinin ihtiyacını karşılamıyor ve müşteriden ekspertiz ücreti de peşin alındığından, bankanın bir kaybı olmuyor. Eksper zaten parasını peşin almıştır. Olan müşteriye oluyor. Eksperin yapmış olduğu hatalı ekspertizin faturasını banka müşteriden peşin alıp ekspere ödemiştir. Burada mağdur olan müşteridir.
Eksper, yapmış olduğu yanlış ekspertiz raporundan dolayı maddi ve manevi zarara uğratmış olduğu müşteriden aldığı ekspertiz ücretini derhal iade etmeli, ayrıca varsa zararını da karşılamalıdır.
Mağdur olan bu müşteriyi başka bir bankaya götürdüğümüzde banka, yeniden bu müşteriden ekspertiz ücretini alıyor ve başka bir eksper gönderiyor. Gelen eksper aynı daireye bu sefer 120.000 TL değer biçiyor ve müşterimiz talip olduğu dairesine kavuşabiliyor. Uzmanlık böyle bir şey mi ?
Not: Emlak değerleme uzmanları yapmış oldukları eksik değerleme raporlarından dolayı sorumlu olmalıdırlar. Bana göre "burası bu kadar eder" demekle uzmanlık olmaz. "Uzmanım" denen zat yaptığı hatalı işlemin hesabını da gerektiğinde vermelidir. Eğer böyle olursa o uzman bu işi gerçekten daha iyi öğrenir.
Oysa bu işi ehline bırakılmalıdır. Adam bu işe: 20 yılını, 30 yılını vermişse, yine eğitebiliyorsan eğit, yine imtihan edebiliyorsan et, kimin kimi imtihan edeceği de bu arada ortaya çıkmış olur. Evet bendeniz de bu konuda meydan okuyorum. Diyorum ki; o uzmanlar değil, onlara ders verenler gelsin, bir komisyon huzurunda istedikleri illerde 5-10-15 kaç tane istiyorlarsa o kadar gayrimenkul değerleme raporu hazırlayalım. Bakalım kim gerçeğe daha yakın bir ekspertiz yapacak dünya alem görsün.
"Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver."
Saygılarımla