İstabul büyükşehir belediye başkanımız Sn. Kadir Topbaş, seçimlerden önce iskanı olmayan binalara geçici kullanım belgesi vermek için hazırlık yaptıklarının müjdesini vermişti. İstanbul'da, 1 milyon 600 bin yapının yüzde 70'nin imara aykırı yapıldığını belirtmiş olan Topbaş, bu sayede vatandaşların hem deprem güçlendirmesini yapabileceklerini hem de aynı binanın zemin katlarındaki küçük işletmelerin de ruhsat sahibi olabileceğini açıklamıştı.
Bu çok zeki ve çok akıllı bir düşünceydi. Eğer bu düşünce hayata geçirilirse ne olur ? İstanbul topyekün güçlenmiş ve depreme karşı dayanıklı hale gelmiş olacaktır. Ayrıca belli kişilerin elinde toplanmış olan paraların da güçlendirmeyle birlikte tekrar piyasaya dağılarak, herkes bu dağılacak paradan payına düşeni alacak ve istihdam sağlanacak, dolayısıyla ekonomimiz güç kazanırken dünya güzeli İstanbul'umuz da güçlenmiş ve İstanbul'lu vatandaşımız da güvenli yapılara kavuşmuş olacaklardır. Bu uygulamanın kime ne zararı var? O halde niçin uygulanmaya geçilmiyor ?
Depreme karşı diğer bir etkili önlem de, KAKS (emsal) değerlerin yükseltilmesidir. Eğer mevcut emsal % 50 - 60 artırılırsa, insanlar eski yapılarını, kat karşılığı verir veya kendi imkanlarıyla yıkıp deprem yönetmeliğine uygun şekilde yeniden yapacak veya yaptıracaktır.
Eğer Kaks değerler yükseltilirse kentsel dönüşüm kendiliğinden ve hızla oluşacaktır. KAKS (emsal) değerler artırılmak suretiyle insanları teşvik ederek hem ekonomiyi canlandırmak hem de yapılarımız modern ve güçlü hale getirilebilir.
Sen hiç bir gayret sarf etme, depremden sonrada, çaresizler ve zavallılar gibi dizine vurmak marifet değil. Marifet olan gelişmiş ülkeleri örnek almaktır. Onları bile örnek alamıyoruz !
Mümkünse artık bir çok alanda dünya bizi örnek almalıdır, olmaz mı ? Hep onlar beyinlerini kullanacak, bulacak, becerecek ve biz de onları taklit ve takip ederek bu gezegende hayatımızı sürdüreceğiz öyle mi ?
Bu beni rahatsız ediyor, evet son derece rahatsız oluyorum. Dünyayla çağdaş olabilmemiz için onlarla yarışmamız ve gıpta edilecek olmamız için, dünya medeniyetine ciddi kaktılarda bulunmamız gerekir. Katkıdaki kastım bize özgü buluşlarla olur, taklit sanayi ve üretimle değil.
Kahrolsun şu, kahrolsun bu demekle kimse kahrolmaz. Ne zamanki kafamız onlarınki kadar çalışırsa, işte onlar o zaman kahrolurlar. Bilmem anlaşıldı mı ?
