Emlakçı, Tapu Sicil Müdürlüklerindeki satış öncesi işlemlerini tek başına yürütebilmeli ya da bir çalışanını görevlendirebilmelidir.
Tapu Sicil Müdürlükleri, son zamanlarda, satış öncesi başvuru ve gerekli evrak işlemlerinin yürütülebilmesi için Alıcı ve Satıcının bizzat bulunmasını veya Emlak firması sahibinin istenilen belgelerle birlikte bizzat bu işlemleri yürütmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu uygulamadan, kararı verenlerin emlakçılığın nasıl yapıldığı hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıklarını göstermekle beraber, böyle bir uygulamanın yapılmasındaki güdülen amacın da ne olduğu ve hangi yararı sağlayacağı da anlaşılamamaktadır. Bu karar, sadece emlakçının elini ayağını bağlayan, pratikten uzak ve abesle iştigalden başka bir şey değildir.
Satış öncesi hazırlık işlemelerini emlak firması sahibi bizzat yürütecekse, aşağıdaki belgeleri bulundurmak zorundadır.
A) Mal sahibi ile yapılan pazarlama (tellaliye) sözleşmesi
B) Bağlı bulunduğu meslek odasından alınma faaliyet belgesi
C) Bağlı bulunduğu meslek odasından alınma kimlik belgesi
D) Gayrimenkulle ilgili tapu bilgileri vs.
Öncelikle "A" maddesini ele alıp inceleyelim, bakalım prosedür nasıl işliyor:
Emlakçıdan tapu işlemlerini başlatabilmek için pazarlama sözleşmesi (tellaliye) istenmektedir.
(Kaçmaz Emlak, kesinlikle sözleşmeli çalışır) Ancak, birçok emlakçı arkadaşımız maalesef pazarlama sözleşmesini (tellaliye) yapamamaktadır. Bu zaafiyet emlakçıdan ziyade mal sahibinden kaynaklanmaktadır.
Mal sahibi emlakçıya gider gayrimenkulünün satılmasını ister, emlakçı pazarlama çalışmaları hakkında mal sahibine kısa bir açıklama ve sunum yaptıktan sonra 'şimdi gidelim yerinizi görelim, resimlerini çekelim, internet sitemize yükleyelim ve sözleşmemizi yapalım' dediğinde mal sahibi genellikle; 'hayır ben sözleşme yapmam, başka emlakçılara da vereceğim, kim satarsa satsın, hatta ben de satabilirim' der. Emlakçı bakar satıcı ikna edilecek gibi değil, çaresiz emlağı alıp pazarlamaya başlar. Sonunda emlakçılardan biri müşteri bulur, kaparoyu alır, mal sahibini kaparo almaya davet eder. Mal sahibi 'ben kaparo falan almam. Satıştan önce paranın tamamını ya bankaya getirirsiniz ya da tapudan paramın tamamını sayarak alır, sonra imzayı atarım' der.
Emlakçı, 'peki, gelip sizi alayım ve tapu işlemlerini başlatalım' der. Mal sahibi, 'benim zamanım yok sen işlemleri hazırla, ben yalnız imza atmaya geleceğim', emlakçı, 'işlemler için ya bizzat gelmeniz veya bizimle pazarlama sözleşmesi yapmanız ya da işlemlerin yürütülmesi için noterden vekalet vermeniz gerekiyor' der. Mal sahibi, 'arkadaş ben ne imza ne de vekalet vermem, yapabiliyorsan yap yapamıyorsan kalsın' der.
Çözüm 1: Aslında yukarıdaki prosedüre hiç gerek bulunmamaktadır. Sonuçta yapılmakta olan işlem ne mal sahibini ne de tapu dairesini sıkıntıya sokacak bir işlem olmayıp, tamamen ayak işleri diye tabir edilen, en vasıfsız elemanın yapabileceği türden işlerdir. Nitekim yüzyıllardan beri emlakçı bir elemanını ön işlemleri başlatmak üzere görevlendirir, eleman, imza aşamasına gelince alıcı ve satıcıyı tapuya davet eder, imzalar atılır ve işlem biter.
Durum böyle iken, mal sahibini ve emlak firması sahibini hazırlık işlemleri için tapuda bulunmaya mecbur etmek, faydasız olduğu gibi bu insanların enerjilerini ve ekonomik yararlarını da israf etmektedir. Dolayısıyla ülke ekonomisine de olumsuz yönde yansımaktadır.
Çok önemli diğer bir husus da; işlemlerin doğrudan emlak firmasının sahibi tarafından bizzat takip zorunluluğunun getirilmesidir. Bu bir genel müdüre çay, kahve veya temizlik işlerini yaptırmak gibi bir şeydir.
Kaldı ki, birçok emlak firmasının birden çok şubesi bulunmakta ve bu şubelerin zaman zaman aynı gün içerisinde birden çok tapu dairesinde işlem yaptıkları çok rastlanan bir olaydır. Çok şubeli firmaları bir tarafa bırakalım şubesiz, tek ofisli emlak firmalarının bile, aynı gün farklı tapu dairelerinde bir günde iki satış yaptıkları sıkça rastlanan işlemlerdendir.
Denilebilir ki 'sizde satışları ayrı ayrı günlere getirin', bu söz de Türkiye gerçeklerinden uzak olup, insanın aklına 'Bekara karı boşamak kolay' deyimini hatırlatmaktadır.
Emlakçı da onu çok ister ama dinleyen kim ? Zira emlak alım satımlarında satış günü, genellikle emlakçının insiyatifi dışında müşteri tarafından belirlenmektedir.
Yani müşteriye uymak zorundayız. Ayrıca son zamanlarda bankalara da uymak zorunda kalıyoruz. Malesef işlemleri arzu ettiğimiz güne getiremiyoruz. Velevki tüm satışları istediğimiz günlere boncuk dizer gibi sıraladık. Peki bizim hiç mi bir düğünümüz, cenazemiz, seyahatimiz, tatilimiz olmayacak mı ? Biz hiç mi hastalanmayacağız ? Biz evde hasta yatarken işlerimizde mi yatacak?
Çözüm 2: Emlak firması sahibi yanında çalıştırdığı sigortalı elemanlarını işlemlerin takibi için görevlendirebilmelidir. Bu aynı zamanda sigortalı çalıştırmayı da teşvik etmiş olur.
Örneğin, noter işlemleri hukuk bilgisi ve sorumluluk gerektiren işlemler olmasına rağmen, noterler kendileri olmadığı zamanlarda baş katiplerini yetkilendirebilmekte, baş katipler de gerektiğinde bir çalışanını görevlendirebilmektedir.
Bu sektörün bir üyesi olarak bu tip problemlerin, hiç de haketmediği ve kendisinden de kaynaklanmadığı halde emlakçılık sektörüne zarar vereceğini düşünüyor, bunu dikkatlerinize sunuyor ve çözüm bekliyoruz.
Saygılarımızla Kaçmaz Emlak İnş.San.veTic.Ltd.Şti. adına
Aziz Kaçmaz GSM No: 0532 212 13 91