BİR erkek, eşi ve çocukları ile birlikte oturdukları evi (aile konutunu), karısının rızası olmadan satamayacak. Ev kadına aitse, o da kocasının rızası olmadan satamayacak. Bu tür bir rıza alınmadan satılmışsa, satış işlemi geçersiz olacak.
Söz konusu uygulama, 4721 sayılı Yeni Medeni Kanun'dan yani 1 Ocak 2002 tarihinden önce edinilen evlerin satışında da geçerli.
Olay, ev alanları da ilgilendiriyor. Bu tür bir evi yani aile konutunu satın alanların, tapu işlemlerinden önce "Arkadaş, bu evi satmanıza eşinizin de rızası var mı? Varsa, ileride başımızın ağrımaması için, kendisinden de yazılı bir beyan alalım" demelerinde yarar var.
YARGI KARARI
Çok kişinin habersiz olduğu, "aile konutunun satışında eşin rızasının olması gerektiği, alınmamışsa satış işleminin iptal edileceği" konusunda, Yargıtay'ın hem de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararı var (Yarg. HGKK. E-2006/2-591, K.2006/624. Kararın tam metni için Bkz. www.yaklasim.com).
Merak edenler için, bu kararın dayanağı olan, yasa ve maddeden de söz edelim.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun, "aile konutu" başlıklı, 194. maddesine göre; eşlerden biri, diğer eşin rızası olmadıkça, aile konutu ile ilgili;
- Kira sözleşmesini feshedemiyor,
- Aile konutunu devredemiyor ya da satamıyor,
- Aile konutu üzerindeki, hakları sınırlayamıyor.
Eşin rızası alınmadan yapılan işlemler, hukuken geçersiz oluyor ve yargı tarafından iptal ediliyor. Bu aşamada kuşkusuz, alıcılar da mağdur olabiliyorlar.
EŞİN BAZI HAKLARI
Eşlerden birinin, evin maliki göründüğü yani evin tapusunun, onun adına olduğu durumlarda, diğer eş, tapu kütüğüne, satışla ilgili şerhin verilmesini isteyebiliyor.
Eşlerden biri, alması gereken rızayı alamamışsa veya karşı tarafın rıza göstermemekte haklı bir nedeni yoksa, bu konuda hakimin müdahalesini isteyebiliyor.
ÖRNEK BİR OLAY
Yargıya intikal eden bir olayda, tapu kaydında malik olarak gözüken koca, karısının rızası olmadan, birlikte yaşadıkları evi, üçüncü kişiye satıyor. Karısı da Medeni Kanun'un 194. maddesine dayanarak, evin "aile konutu" olduğunu öne sürüyor. Evi satın alan kişiler üzerinde bulunan tapu kaydının iptali ile kocasının adına tesciline ve tapu kütüğüne, gayrimenkulün "aile konutu" olduğuna dair şerh konulmasına karar verilmesini, talep ve dava ediyor.
Karşılıklı iddia ve savunmalar derken, dava Yargıtay Hukuk Genel kurulu'na kadar geliyor. Genel Kurul da; "eşin rızası alınmadan, aile konutu ile ilgili olarak gerçekleştirilen alım-satım işleminin, üçüncü kişilerin iyi niyetine rağmen, geçersiz sayılmasına" karar veriyor (Bkz. www.yaklasim.com)
Görüldüğü gibi, eşlerden birinin, diğerinin haberi ve rızası olmadan, aile konutunu satması, hukuken mümkün değil.
Şimdi diyeceksiniz ki "Yıllardır, bu tür satışlar oluyor. Hiç de iptal olmuyor."
Haklısınız.
Eşlerin, böyle bir yasa olduğundan ve yasal haklarından haberi yok da onun için.
Tıpkı bir süre önce yazdığımız "Dövizle kiralanan gayrimenkullerde, döviz cinsinden kira artışı yapılamayacağına" dair yasa ve Yargıtay kararlarından kimsenin haberi olmadığı için, yıllardır döviz cinsinden kira artışı yapılması ve kiracıların da kuzu kuzu ödemeleri gibi...
22.09.2007 tarihli Hürriyet Gazetesinde ki köşe yazısından alıntıdır.