İnsanlar, emlakı doğrudan sahibinden almaya bayılıyor. Daha ucuz ve risksiz olduğunu düşünüyor. Oysa bu yanlış bir düşünce. Mal sahibi malını daima rayiç bedelin iki katına satmak ister. Zira bu insanın doğasında vardır.! Oysa bilinçli bir Emlakçı, ne alıcısının nede satıcısının mağdur olmasına izin vermez. Çünkü kendisinden alışveriş yapmış bu müşterilerin, bundan böyle emlak işi olduğunda, yine kendisine dönmesini ayrıca kendisi için sürekli iyi birer referans olmasını ister. Buda ancak alıcısını ve satıcısını yanıltmadan, hakkaniyete uygun bir alışveriş ile mümkün olabileceğini çok iyi bilir ve bindiği dalı kesmez. Oysa mal sahibinin böyle bir kaygısı yoktur...
Mal sahibi, emlakını satmak üzere emlakçıya gittiğinde, bilinçli emlakçılar müşterisini dinleyip notunu aldıktan sonra gider emlakı görür. Tapu niteliği, imar durumu ve diğer özellikleri ve kriterleri çerçevesinde gerekçeleri ile iyi bir değerleme raporu çıkarır. Mal sahibine emlakının satılabileceği fiyatı sunar. Mal sahipleri genelde sunulan gerekçeli rapora itiraz eder ve verilen fiyatı çok düşük bulur. Emlakçı açıklar: Örneğin, daireniz toprak tapuludur, eğer kat mülkiyet veya kat irtifaklı olsaydı, şu fiyata satabilirdik. Mal sahibinin yanıtı, ben bu daireyi direkt sahibinden aldım, toprak tapulu olduğunu söylemedi, söyleseydi bende almazdım.Toprak tapulu olduğunu satışa çıkardıktan sonra emlakçılardan daha yeni ögreniyorum. Sizde alıcınıza toprak tapulu olduğunu söylemeyin, Aldıktan sonra varsın öğrensin der. Mal sahipleri ayıplı ve defolu malını kamufle edebilir. Ama bilinçli bir emlakçı asla yapmaz...!
Müşteri emlakçıya gider, emlakçının sekreterine 900 m2 arsası olduğunu imarlı ve imara mani bir durum olmadığını tapunun fotokopisi ve çapını önceden alınmış imar durumu belgesini sunar ve şu fiyattan satın der ve sözleşmede yapar. Daha sonra bürosuna gelen emlakçı arsanın fiyatının çok düşük olduğunu görür ve hemen mal sahibini arar arsanızın değerini çok düşük tutmuşsunuz bu değerlemeyi neye göre yaptınız merak ediyorum, yoksa imara mani bir durumu mu var? Mal sahibi, hayır imardan sordum kesinlikle imara mani bir durum yoktur. Paraya çok sıkışıklığım var acilen satmam lazım der. Emlakçı bu bilgiden pek tatmin olmaz. İlgili belediyeye gider ve imardurumunu araştırır, arsa kentsel dönüşüm kapsamına alındığından imar izni verilmiyor, bilgisine ulaşır. Emlakçı durumu mal sahibine bildirdiğinde, mal sahibinin yanıtı, yahu siz isterseniz onu yutturursunuz der. Oysa emlakçılık yutturmacılık değildir...! Tam tesine emlakçılık güven kapısıdır...
Geçenlerde bir emlakçı dostumun bürosunda sohbet ediyorduk; içeriye bir aile girdi, dairelerin fiyatını soran müşteri Yahu arkadaş sokak sokak geziyoruz, sahibinden daha ucuz ve komisyon ödemeden bir daire alalım diyoruz ama ne gezer. Aynı binada hem emlakçılardan, hem de sahiplerinden satılıklara bakıyoruz, sahiplerinden olanlar hem masraflı ve bakımsız, hemde en az 15.000 - 20.000 TL daha pahalı anlayamadık diye yakınıyordu.
Bir müşterimiz anlatmıştı, sahibinden bir daire almış, 6 ay sonra bir banka geliyor ve bu dairenin eski mal sahibinin bankaya olan borcundan dolayı mahkeme kararıyla daireyi geri alıyor. Müşterimiz avukata gidip derdini anlatıyor. Avukat, bu satış muvazaalı satış kapsamına girdiği için bir şey yapamayız. Bir emlakçı aracılığıyla almış olsaydınız muvazaalı satışa girmez ve banka geri alamazdı demişti. Demek oluyor ki emlakı mlakçı aracılığıyla almak en doğru yöntemdir; zaten emlak ile sürekli ilgilenen profesyonel kişiler, kesinlikle profesyonel bir emlak firması aracılığıyla alırlar.
Kiracı, mal sahibi anlaşmazlıkları gün geçmiyorki gazetelere manşet olmasın. Anlaşmazlıkların % 80'ni sahibi , yönetici yada kapıcı aracılığıyla yapılan kiralamalardan kaynaklandığını görüyoruz. Emlakçı aracılığıyla yapılan kontratlar, uzman ve objektif bir gözlem ve yaklaşımla yapıldığından gelecekte mal sahibi ve kiracıyı iki düşman değil iki dost olmasını sağlar. Kiracı ile Mal sahibinin dostluğu, emlakçının da başarısı olarak kabul edilir...